Seçime doğru – yeşiller partisi

Yeşiller Partisi seçime girmiyor. Herhalde, seçime girme hakkı elde etmeyen, edemeyen, ama etkili olmaya çalışan ve de olan ender partilerden biridir Yeşiller Partisi. Zaten bakarsak, kurulan çoğu partinin seçime girmek ya da etkili olmak, kamuoyu oluşturmak, gibi bir hedefi yok. Yeşiller ise böyle bir parti değil. Türkiye’nin her konusuna dair bir fikir ortaya koyup, ekolojinin Türkiye’de, siyasetteki tek temsilcisi olma yolunda ilerliyor. Antidemokratik yasalarla yönetilen bir ülkede, hafif gösterilmeye çalışılan bir ideolojinin temsilciliğini yapıyor Yeşiller Partisi.

Seçime girecek fikri olmadığından ya da böyle bir kadroyu oluşturamayacağından seçim dışında değil Yeşiller. Burada partiye kulak vermek gerekiyor bana kalırsa. Bu Yeşiller Partisi’nin giremediği ilk genel seçim. Daha önce de 2009 yılında gerçekleşen yerel seçime girememişti Parti. Doğa mücadelesi gitgide can alıcı bir noktaya gelirken, Yeşil Hareket, Dünya üzerinde üçüncü büyük ideoloji olarak kendisini bulurken Türkiye’de önüne engeller çıkartılıyor.

Şöyle açıklıyor durumu:

“Türkiye’de sadece Anayasa değil, tüm siyasi sistem 12 Eylül döneminin hemen ardından daha da ağırlaştırılan bazı yasaklar tarafından biçimlendirilmiş durumda. Bu yasakların temel amacı tabandan örgütlenen siyasi oluşumları veya alternatif fikirleri siyasi sitemin dışında tutmak ve dışlamak.

1- Bir partinin genel ve yerel seçimlere girmesi için çok yaygın bir örgütlenmeye sahip olması gerekiyor:

“Siyasî partilerin seçimlere katılabilmesi için illerin en az yarısında oy verme gününden en az altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olması veya Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunması şarttır. Bir ilde teşkilatlanma, merkez ilçesi dahil o ilin ilçelerinin en az üçte birinde teşkilat kurmayı gerektirir.”

Bu da normal üye sayısı olarak da değil, sadece parti yöneticisi sayısı olarak binlerce kişilik bir kadro, yüzlerce büro ve büyük parasal kaynaklar gerektirir.

Yeşiller Partisi 2008 yılında, 6 yıllık bir yapılanma ve program oluşturma sürecini takiben, yeşil hareketin siyasi partisi olarak kurulmuş yeni bir partidir. Türkiye’nin geleneksel siyasi örgütleri ve alışıldık fikirsel yapısı için nispeten yeni ve alternatif sayılabilecek  bir parti olan Yeşiller, yukarıda sayılan koşulların hiçbirine (başta büyük finansal kaynaklar olmak üzere) sahip değildir. Tamamen fikirler, aktivist kadrolar ve ilkeli çalışma esaslarıyla Türkiye’nin siyasi hayatında yer almaya çalışmaktadır. Yeşiller, bu nedenle iktidar partisinin ve bu antidemokratik düzenden fayda sağlayan diğer büyük partilerin ısrarla sürdürdüğü bu kapalı ve antidemokratik düzenden en büyük zararı gören ve seçimlere girmesi engellenen birkaç parti arasında yer almaktadır.

2- Benzer kısıtlar devlet bütçesinden siyasi partilere yardımla ilgili olarak da geçerlidir.

“Yüksek Seçim Kurulunca son milletvekili genel seçimlerine katılma hakkı tanınan ve 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 33 üncü maddesindeki genel barajı (%10) aşmış bulunan siyasi partilere her yıl Hazineden ödenmek üzere o yılki genel bütçe gelirleri “(B) Cetveli” toplanmış beşbinde ikisi oranında ödenecek mali yıl için konur. (…) Milletvekili genel seçimlerde toplam geçerli oyların % 7’sinden fazlasını alan siyasi partilere de Devlet yardımı yapılır.”

Yeşiller Partisi Avrupa ülkelerindeki uygulamanın tersine, küçük ve alternatif partileri cezalandıran bu adaletsizlik nedeniyle de, siyasi sistemin dışında tutulan siyasi partilerden biridir.

3- Siyasetin önündeki yasaklardan biri de seçim ittifaklarına dairdir. Herkesin bildiği gibi partilerin yasal ve açık bir şekilde seçim işbirliği yapması hala yasaktır.

4- Son olarak herkesin malumu olan %10 seçim barajını anmak gerekir. Adil temsili engelleyen ve hiçbir meşruiyeti kalmayan dünyanın bu en yüksek seçim barajı nedeniyle oylarının boşa gitmesinden kaygı duyan seçmenlerin istedikleri partiye oy vermeleri engellenmekte, toplumdaki bütün fikirleri temsil etmesi gereken Türkiye Büyük Millet Meclisi sadece belli başlı birkaç partinin tekelinde kalmaktadır.

Bunun sonucunda bir de şu durum getirildi bu sene: 7.734 lira! Bir bağımsız adayın seçime katılabilmesi için yatırması gereken bir para bu. Yani kısaca, Türkiye’de seçime girmek çok zor. Çok çok zor. Fikirlerin, insanların, toplulukların önüne çok büyük barajlar çıkartılıyor. Henüz o güce ulaşamadığı için de Yeşiller Partisi bu barajlara takılıyor. Bunun sonucu da çevre ve ekoloji ayağı eksik bir seçim oluyor seçimler.

Sonuç olarak, Yeşiller Partisi seçimlere giremiyor. Bağımsız aday da gösteremiyor. Seçimde ise Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nu desteklemeye karar verdi. Bloğa ekolojik politika konusunda ağırlık koymaya çalışıyor. Dilinden demokrasiyi düşürmeyenler, seçim kanunu ve siyasi partiler yasası ile tabandan örgütlenmeye çalışan partilerin önüne engel koysa da; bir sonraki seçimden itibaren, 2014 Yerel Seçimleri, Yeşiller Partisi’nin çok daha etkin olacağına inanıyorum. Şimdi ise, ekolojinin, doğanın ve çevrenin sesini duyurabildiği noktalarda duyurmaya çalışıyor.

Türkiye’de, Yeşiller Partisi var. Oy vermek isteyenler de var. Oy vermeden önce, oy verebilmek için üye olmak gerekiyor. Örgütlenmek gerekiyor. Seçime girebilen bir Yeşiller Partisi (bu kurallarla ya da demokratik kurallarla) etkisini ve gücünü çok arttıracaktır. Bu seçim hem Parti için hem Türkiye için hem de Dünya için kayıptır. Çünkü ekoloji yerel ve küresel bir meseledir.

Serinin önceki yazıları:

* Seçime doğru – başlarken…

* Seçime doğru – adalet ve kalkınma partisi (1*)

* Seçime doğru – parlamento dışı sağ

* Seçime doğru – cumhuriyet halk partisi (1*)

* Seçime doğru – adalet ve kalkınma partisi (2)