Beşiktaş Avrupa’ya en doğudan başladı

Türkiye’de futbolun en temel problemlerinden bir tanesi rakibi analiz etmek ve bu analize göre rakibin gücüne uygun olarak oynamak olmalı. Böyle bir problemimiz olduğu için ve bu analizi yapamadığımız için de ezber cümlelerle konuşuyoruz kaçınılmaz olarak. “Rakibi hafife almamak gerek!” bu ezber cümlelerin en çok telaffuz edileni.

Beşiktaş da Alania maçına çıkarken bu sözü defalarca söyledi(k)! Rakip, Rusya’da ikinci lig’de oynuyor olabilirdi, adını çok büyük bir kesim ilk defa duymuş olabilirdi, hiçbir futbolcularını tanımıyor olabilirdik ama rakibi de hafife almamak gerekirdi!! Tamamen ezber analizler sonucunda ortaya çıkan bir sonuç! Şimdi, eğer Alania takımı hakkında gerçekten bir analiz yapılsaydı, bu takımın nasıl kötü ve sıradan bir takım olduğu görülürdü. Eğer bunu görmezseniz, rakibi hafife almayacağız diyerek, Beşiktaş dizginlersiniz ve farkı ikiye çıkarmak için hakemin yarattığı bir penaltıya ihtiyaç olur. İyi bir analiz sonucunda bu fark(lar) çok daha çabuk olurdu. Bir Avrupa Kupası maçında rakibi hafife almayacağız diye, aradaki sıklet farkını sahaya yansıtmaktan çekinmek kadar yanlış bir şey olamaz!

Maça gelirsek, maçın bir “ilk” maç olduğu çok belliydi. Özellikle ilk yarı,  Holosko’nun katkısıyla da maçın genelinde, Beşiktaş orta sahası ezbere atılması ve alınması gereken paslarda hatalar yaptı. Bu durum da takımın hücuma çıkmasını engelledi doğal olarak. Bu tip hatalar da kısa sürede düzelirse, geçen seneden daha etkili bir takım ortaya çıkacağı mutlak. Maç içerisinde bile bu gelişme izlendi. En organize atağın 89. dakikada gerçekleşmesi (ve Almeida’nın golü bulması) buna bir kanıt.

Maçın en etkili oyuncuları olarak, Mustafa Pektemek, Fernandes ve Ernst gösterilebilir. Etkisiz olarak da Holosko, İsmail ve Guti. Ernst’in hem topla, hem de topsuz olarak takımı iyi yönlendirdiği görülüyor. Kanatlarda bomboş bekleyen oyunculara top atılmadığında, gidip alıp attı Alman oyuncu.

Son söz olarak taraftara gelmek gerekirse, sahanın dolup dolmayacağı önemli bir gösterge olacaktı. Beşiktaş’ın üzerinde de kara bulutlar dolaşıyor ve buna karşı taraftarın göstereceği tepki önemliydi. Tribünler doluydu, ilk maçın şaşkınlığını çok çabuk attı taraftarlar ve goller geldikçe de coştular.

“Beşiktaş Avrupa’ya en doğudan başladı” için bir cevap

  1. viva paulista

    eklemek istediklerim:

    recber-gonen: burasi beni en tedirgin eden bolge. gecen yilki basarisizlikta sezon baslangicinda hakan-nihat-delgado-tabata yanlis tercihleri de damga vurmustu. bu bolge su anda, recber’in gucunu yitirmesi ve gonen’in henuz olgunlasmamasi nedeniyle yetersiz. cok acil iyi bir transfere ihtiyac var. sinan bolat olabilir, ama sanirim cok pahali. serdar kulbilge cok iyi bir secenekti, ama degerlendirilmedi.

    ernst-guti: ernst’in yaslandigi gozlerden kaciyor. aurelio yas ve oyun itibariyle ona secenek olmaz. necip tek basina butun sezonu, oranin tum yukunu kaldiramaz. buraya gelecegi dusunerek iyi bir takviye lazim.
    gectigimiz sezon ortasindan beri soyluyorum (ne yazik ki yurt disinda guti’nin iyi oynadigi donemi kacirdim) guti su anda el freni. bu takimda saha icinde degil, disinda gorev almali. en fazla son yarim saatte, on bes dakikada oynayabilir. ilk 11 cikmasi en buyuk sorunlarindan biri takimin. o pozisyonda fernandes, savunmaya katkidan da kacinmayisiyla, sahane bir secenek. burak ve veli de hazirlik doneminde isik sacmislar, oturabilirler oraya.

    holosko: bu takimda yeri oldugunu dusunmuyorum.
    pektemek: olumlu sinyaller verdi. biraz sansa gereksinimi olacak, kendini kanitlamak icin. ama sag-sol ic mi, hucumun gobegi mi? oyuncuyu cok iyi takip edemedigim icin bilemiyorum.

    almeida: bana gore bjk’nin epey zamandir aradigi savasci hucumcu. turkiye liglerinde dovusen, hava toplarini indiren, pas dagitan, sutu olan hucumcular normal seviyelerinin uzerinde is yapabiliyor. almeida’nin eksikleri var, bitiricilik ve cabukluk gibi. ama dunku oyununda fizik gucu cok yuksek ve form tutmus bir savunma hattina karsi tek basina savastigi da unutulmamali. karsisinda her zaman boyle bir savunma olmaz. ve her zaman boyle yalniz kalmaz. quaresma geldiginde baska turlu olacaktir diye umuyorum.

    simao: fazla soz soylemek istemiyorum. mac icinde begenmedigim, sovdugum saydigim zamanlar cok oluyor. 5-10 dakika icinde gol ya da asistle beni susturabiliyor. ama turkiye ligi’nde fizik savasiminda guduk kaldigi gozle gorulur bir gercek.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: