Ahmet Şık’ın hafızasını nasıl sileceksiniz?

Tarihsel bir olay yaşıyoruz. Başka nasıl anlatılır bilmiyorum ama ilerde herkesin birbirine anlatacağı, “2011 Mart’ında Türkiye’de bu olmuştu!” diyeceği bir anı yaşıyoruz. Bir kitap var. Olduğu söyleniyor. Adı “İmamın Ordusu”. Henüz basılmadı, kitapçılarda yok. Basılmaması isteniyor zaten. Kim dokunduysa bu kitaba evine baskın düzenleniyor. Kopyaları alınıyor, kalanlar siliniyor. Siliniyor kısmı işin kibarcası aslında. Doğrusu şu: Kitabın kalan kısımları İMHA ediliyor. Yakamıyorlar çünkü dijital. Onlar da tamamen siliyorlar. Hesap aynı hesap!

Kitap öyle bir olay ortaya çıkardı ki! İlk önce, kitabın yazarına yöneldi oklar. Tutuklandı. Cezaevine atıldı. Sonra ders verdiği okul basıldı. Dediler ki, yazdığı kitap yüzünden değil Öyle deliller var ki, ortaya dahi koyamıyoruz. Zaman geçti, yayınevi basıldı. Matbaa basıldı. Ortak kitap yazdığı çalışma arkadaşının iş yeri, ki bir gazete, basıldı. En sonda da bir çağrı yapıldı: Elinizdeki taslakları getirin, yoksa siz de suç işleyeceksiniz! Demek ki, suç nesnesi kitap! Her şey kitapta başlıyor ve bitiyor!

İnanılmaz değil mi? İnanılmaz gerçekten! Olanlara biraz daha yakından bakmakta fayda var:

“Gazeteci Ahmet Şık’ın kaleme aldığı kitabını basacağı açıklanan İthaki Yayınları’nın İstanbul Kadıköy’deki merkezinde polis, arama yapıyor. Polisin doğrudan Ahmet Şık’ın kitabını sordukları, Yayınevi çalışanlarının da kitabın bir kopyasını teslim ettikleri öğrenildi. Bunun dışında kapsamlı bir aramanın gerçekleşmemesi, aramanın tek nedeninin çıkmamış olan kitap olduğu iddiasını da güçlendiriyor.”

“Kitabın nüshaları, evrak ve bilgisayarlar tek tek incelendi. Yayınevi editörü Ahmet Öz, polislerin kitabın yazılı kopyalarını imha ettiğini, bilgisayarlarda bulunan kopyalar içinde harddisklerin götürdüğünü söyledi.”

“Ertuğrul Mavioğlu: “Bana daha önce Ahmet taslağını vermişti kitabı okuyayım diye. Şöyle bir bakmıştım ama bir fikir oluşmamıştı. Polis gönderilen dosyanın kopyasını alıp siliyor. Dosyanın da aslının silinmesini istiyor.” ”

“Mahkeme ayrıca kitap taslağının elinde bulunması muhtemel kişilere çağrı yaparak ‘ellerindeki taslakları mahkemece görevlendirilmiş kişilere teslim etmeleri, aksi takdirde terör örgütüne yardım ve yataklık suçu işlemiş sayılacakları’ konusunda uyarıldı. Radikal.com.tr’nin ulaştığı ilk bilgilere göre mahkeme bu çağrıyı Ahmet Şık’ın avukatı, eşi ve Radikal gazetesi yazarı Ertuğrul Mavioğlu’na yaptı.”

Bunlar haberlerden parçalar. Terörün tanımına bakar mısınız? Basılmamış bir kitabın, basılıp basılmayacağı bilinmeyen bir taslağını elde bulundurmak, mahkemece olup olmadığı kesinleşmeyen bir terör örgütüne yardım ve yataklık suçu olabiliyor. Bu mantıkla kimse suçsuz kalmayacaktır. Elbet herkese uygun bir suç vardır.  Peki anayasa ne diyor bu konuda?

“Anayasa Madde 26: Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar.”

Durum bu. Demokratikleşiyoruz diye diye oldu bunlar. Başka bir şeyden değil. Demokratikleşiyoruz diye diye, demokrasinin kopyasını aldılar, aslını imha ettiler. İçi boş bir kopya kaldı elimizde!

Şimdi aklıma başka sorular geliyor benim. Bu kitabı okuduğunu söyleyen Taraf yazarı vardı bir kere. Demek ki bir kopya onda var. Ona yönelik bir girişim olacak mı mesela? Ya da daha açık soralım: Bu kitabın onda ne işi var? Nasıl ilişkiler ile eline geçti? Çünkü malum, hedef bu kitabı kimsenin okumaması! İçeriğinin doğruluğunu kanıtlayan bir durum olsa gerek bu. Dokunan yandığına göre, “alev alev” bir kitap olmalı bu. Kitabı imha etmeye götürecek şeyler yazıyor içinde. Pekiii! Kitabın yazarının hafızasını ne yapacaklar? Ahmet Şık’ın kafasındakileri ne yapacaklar? Onları nasıl imha edecekler? Kitap yakan ülkelerin yazarlarına, düşünürlerine ne yaptığı belli! Türkiye’de mi o yola giriyor? Yoksa çoktan girdi mi?

Okuma Önerileri:

* Cesur Yeni Dünya – Aldous Huxley – İthaki Yayınları

* Fahrenheit 451 – Ray Bradbury – İthaki Yayınları

* İdeoloji ve Devletin İdeolojik Aygıtları – Louis Althusser – İthaki Yayınları

“Ahmet Şık’ın hafızasını nasıl sileceksiniz?” için 5 cevap

  1. Spectre

    faşizme giden yol!!!

  2. ”Durum bu. Demokratikleşiyoruz diye diye oldu bunlar. Başka bir şeyden değil. Demokratikleşiyoruz diye diye, demokrasinin kopyasını aldılar, aslını imha ettiler. İçi boş bir kopya kaldı elimizde!”

    Hangi demokrasi? denmez mi şimdi..Bu ülkede denmez.

    ”Ahmet Şık’ın kafasındakileri ne yapacaklar? Onları nasıl imha edecekler? Kitap yakan ülkelerin yazarlarına, düşünürlerine ne yaptığı belli! Türkiye’de mi o yola giriyor? Yoksa çoktan girdi mi?”

    Yüzlercesine ne yapıyorlarsa onu yapacaklar elbette. ”Giriyor mu o yola?” sorusu acı acı gülümsetiyor beni.

  3. Darbe anayasasının 26. maddesi bile basın özgürlüğünü, düşünce ve kanaat açıklama hakkını, bu yalandan demokratlardan daha fazla koruyor iken, son gelişmeler ile kimlerin darbeci olduklarını daha iyi görmekteyiz. Demokrasi Türkiyede yalan, ilerisi ütopya. Ayrıca kitabın bazı abileri nasıl korkuttuğu, pkkdan bile daha tehlikeli bir örgütü deşifre ettiği ortada.

  4. […] Türkiye ayağa kalktı ve hemen yandaşlar yardıma koştu. Açıklamalar, tutanaklar birbirini izledi. Kitabı okuduğunu söyleyen yazarlar, (ki anlıyoruz bu kitabı okumak o kadar da zor bir durum değil. Biraz kalpte AKP sevgisi, olan biten baskı ortamına demokrasi deme hevesi yetiyor,) kitapla ilgili açıklamalarda bulundular. Yapılan uygulamayı haklı çıkarmaya çalıştılar ve sadece komik oldular. Asıl sorun nerede biliyor musunuz? Diyorlar ki bazı yandaşlar, “Efendim kitap neden gizli kalsın? Zaten iddianamede bu kitap delil olarak ortaya konacak.” Hiç iddianame görmesek, incelemesek ya da inceleyenleri okumasak inanacağız bu telefonla helikopter düşürtengillere. Önümüzde çok güzel bir örnek çalışma var. Açıp bakmak yeterli: Dani Rodrik ve Pınar Doğan’ın yazdığı Balyoz adlı kitabı. Hala yakılmadı, yasaklanmadı bulunabilir. Orada iddianameye giren deliller üzerinde nasıl oynandığının kanıtları mevcut. Zaten ortaya saçıldı bunlar. Peki bu kitabın hiçbir nüshası “dışarda” kalmadığına göre bu kitapta yapılacak olası değişiklikleri kim farkedecek ve ortaya çıkartacak? Ahmet Şık mı? E o zaten yargılanıyor. Kamuoyunun bir bölümü zaten ona inanmamak için direnecek. Söylediklerini suçluluğa yoracak. E gerçeği de “delete” ettiklerine göre? Asıl problem budur. (İlgili bir yazı) […]

  5. […] Türkiye ayağa kalktı ve hemen yandaşlar yardıma koştu. Açıklamalar, tutanaklar birbirini izledi. Kitabı okuduğunu söyleyen yazarlar, (ki anlıyoruz bu kitabı okumak o kadar da zor bir durum değil. Biraz kalpte AKP sevgisi, olan biten baskı ortamına demokrasi deme hevesi yetiyor,) kitapla ilgili açıklamalarda bulundular. Yapılan uygulamayı haklı çıkarmaya çalıştılar ve sadece komik oldular. Asıl sorun nerede biliyor musunuz? Diyorlar ki bazı yandaşlar, “Efendim kitap neden gizli kalsın? Zaten iddianamede bu kitap delil olarak ortaya konacak.” Hiç iddianame görmesek, incelemesek ya da inceleyenleri okumasak inanacağız bu telefonla helikopter düşürtengillere. Önümüzde çok güzel bir örnek çalışma var. Açıp bakmak yeterli: Dani Rodrik ve Pınar Doğan’ın yazdığı Balyoz adlı kitabı. Hala yakılmadı, yasaklanmadı bulunabilir. Orada iddianameye giren deliller üzerinde nasıl oynandığının kanıtları mevcut. Zaten ortaya saçıldı bunlar. Peki bu kitabın hiçbir nüshası “dışarda” kalmadığına göre bu kitapta yapılacak olası değişiklikleri kim farkedecek ve ortaya çıkartacak? Ahmet Şık mı? E o zaten yargılanıyor. Kamuoyunun bir bölümü zaten ona inanmamak için direnecek. Söylediklerini suçluluğa yoracak. E gerçeği de “delete” ettiklerine göre? Asıl problem budur. (İlgili bir yazı) […]

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: