Nükleere karşı bildiri… *

*Bu yazı, Ankara’da 23 Nisan 2011 günü yapılan Nükleer Karşıtı Yürüyüş’ün çağrı bildirisi için kaleme alınmıştır.

Tüm Dünya, Japonya’ya kilitlenmiş durumda. Gördük ki, nükleer santrallerin yarattığı tehdit başka hiçbir tehlikeyle kıyaslanamayacak kadar büyük. 11 Mart günü Japonya’da deprem oldu, radyasyon bulutları yirmi gün geçmeden tüm Dünya’yı dolaşıp, Türkiye’ye geldi. Bu da bize gösteriyor ki, nükleer enerji hiçbir sınırı tanımayan ve insanlığın karşısına dikilmiş bir tehlike. Buna rağmen bu tehlikeyi şimdi Türkiye’ye, daha sonra başka ülkere reva görenler var. Bu kıyaslanamaz ölümü bize gelişim olarak sunanlar var.

Bundan 25 yıl önce yine bugünlerde, nükleer enerji santralleri hakkında nasıl büyük teknolojik harika oldukları anlatılırken, Ukrayna’nın Çernobil kentinde bir patlama yaşandı. Bizden gizlediler ne olduğunu. Radyasyon geldi, üzerimize çöktü. Etkileri yavaş yavaş ortaya çıktı. En sevdiklerimizi bizden aldı, kanseri hayatımızın bir parçası haline getirdi. İşte o kazanın 25. yıldönümü yaklaşıyor. 25 yılda, o kazaya yönelik bir çok neden ortaya sunuldu, hepimize bir çok bahane dinletildi. Aynı şimdi ortaya attıkları, gerçekle ilgili olmayan bahaneler gibi. Her kazadan sonra bahaneler uydurulması, yeni kazaları engellemiyor, yüzyıllarca sürecek etkilerin ve ölümlerin önüne geçmiyor.

Japonya’da depremin üzerinden bir aya yakın zaman geçti. 9.0 şiddetinde bir depremi, ardından gelen tsunamiyi kimse konuşmuyor bile. Herkes nükleer santralden gelecek haberleri bekliyor umutla. Depremin yaraları sarılacak, tsunaminin verdiği zarar giderilecek ama nükleer felaketin etkileri geçmeyecek. Nesilleri etkileyecek, doğa belki de kendisine hiç gelemeyecek.

Şu anda tüm Dünya farkında nükleer tehlikenin. Tüm Dünya sokaklarında halklar nükleer enerjiyi istemediklerini haykırıyorlar. Hükümetler bu sese kulaklarını tıkayamıyorlar. Herkes farkında çünkü; nükleer enerji öyle şakaya gelen, tüple, televizyonla, bilgisayar ekranıyla kıyaslanabilecek ve en önemlisi insanın yarattığı başka felakatlerle karşılaştırılabilecek bir olgu değil. Yanında ne depremin sözü kalıyor ne de tsunaminin.

Artık, tüm bu gerçekler ortadayken, ne Türkiye’ye, ne de Dünya’nın başka bir noktasına nükleer santral yapılamaz., yapılmamalıdır! İnsanlığı yok edecek, yaşamı tehlikeye atan teknolojik gelişme, kimsenin yararına olamaz. Bugün bunu durdurmazsak, aradan bir 25 yıl geçtikten sonra başka bir kazayı konuşuyor olacağız! Belki o kadar bile şanslı olmayacağız. Ne o kadar zaman geçmesi, ne de bize konuşma fırsatı verecek kadar uzakta olmayabilir bu kaza. Bu yüzden nükleer santral istemiyoruz! Yaşamın yok edilmesine karşı duruyoruz.

Siz de bizim gibi düşünüyorsanız, 23 Nisan günü, saat 14.00’te NÜKLEERE HAYIR demek için bizimle olun.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: